Dünyadaki tüm hayvanlar, bitkiler, mikroorganizmalar ve canlılar birbirinden farklı renklere sahiptir.
Peki toprakların çoğu neden kahverengidir?
Toprak, farklı bileşenlerden oluşan karmaşık bir yapıdır.
İçinde; kayaçların aşınması sonucu ortaya çıkan mineraller, su, hava, çeşitli gazlar, canlı organizmalar ve ölü organizmaların özellikle bitkilerin parçalanmasıyla oluşan organik maddeler vardır.
Bu sebeple toprağın renginin, bileşimiyle yakından ilişkili olduğunu söylemek mümkündür. Az önce de dediğimiz gibi toprağın yapısında farklı mineraller bulunur. Örneğin toprakta yaygın olarak bulunan demir minerallerinden götit sarı-kahverengi, hematit ise kırmızı-siyah renktedir.
Ek olarak toprakta oldukça yaygın bulunan kalsiyum karbonat başka bir adıyla kalsit, beyaz renkli yarı şeffaf bir mineraldir. Yer kabuğunda en fazla bulunan ikinci mineral ise beyaz-gri renkli kuvarstır.
Toprağın kahverengi olmasının temel sebebi, bileşimindeki organik maddelerdir.
Topraktaki ölü bitki ve diğer organizma kalıntıları, mikroorganizmalar tarafından parçalanarak daha basit yapıdaki kimyasal maddelere dönüştürülür.
Bu maddelerden oluşan karışım, humus olarak adlandırılır. Yüksek oranda karbon içeriğine sahip humus, koyu kahverengidir ve toprağın üst katmanlarındadır.
Toprağın daha derinlerdeki kamanlarında ise humus miktarı daha azdır ve bu katmanlarda toprağın içinde bulunan minerallerin renkleri daha belirgindir. Sonuç olarak toprağın hangi renkte göründüğü, bileşimindeki maddelerin oranlarıyla ilişkilidir.
Fakat elbette farklı renkli topraklar da vardır.
Örneğin terra-rosa, Marmara bölgesinin güneyi, Ege ve Akdeniz bölgelerinde görülür. Bir diğer adıyla kırmızı renkli Akdeniz toprağı, yapısında biriken organik maddeler nedeniyle bu rengi almıştır.
Yine çernezyom, Türkiye’de sert karasal iklimin yaşandığı Erzurum-Kars platosunda ve Kars, Göle, Sarıkamış gibi alanlarda karşımıza çıkar ve siyaha yakın bir renge sahiptir. Ek olarak kahverenginin çeşitli tonlarına sahip birçok toprak türü daha vardır.